- kahve
- (A.)[ ﻩﻮﻬﻗ ]kahve.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
kahve — is., bit. b., Ar. ḳahve 1) Sıcak iklimlerde yetişen, kök boyasıgillerden bir ağaç (Coffea arabica) 2) bit. b. Bu ağacın meyvesinin çekirdeği 3) Bu çekirdeklerin kavrulup çekilmesiyle elde edilen toz 4) Bu tozla hazırlanan içecek Bir fincan kahve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KAHVE — şarap. * Hâlis süt. * Kahve. * Güzel koku. * Bolluk, bereket. * Kahvehane … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kahve ocağı — is. Kahve, iş yeri, han vb. yerlerde kahve, çay vb. pişirilen yer Kahveci, başını iki eli arasına almış, kahve ocağında oturuyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahve ağabeyi — is. Kahve ağası Bu sohbet ustası radyo aracılığıyla tüm Türkiye yi ağzına baktıran bir millî kahve ağabeyi hâline gelivermişti. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahve cezvesi — is. İçinde kahve pişirilen metal kap Kahve cezvelerini ısıtan, mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahve ağası — is. Kahvehane vb. yerlerde sözü geçen ve ağırlığı olan kimse, kahve ağabeyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahve değirmeni — is. Çekirdek durumundaki kahveyi öğütmeye yarayan, elle veya elektrikle işleyen araç Efendim, on iki senedir kullandığım bir kahve değirmenim vardır. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahve dibeği — is. Kahve çekirdeklerini dövmeye ve çöplerini ayıklamaya yarayan içi oyuk taş veya ağaç kap … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahve dolabı — is. Kahve kavrulan döner kap … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahve falı — is. Kahve içildikten sonra fincanda kalan telvenin aldığı biçimlere bakarak geleceğe ilişkin tahmin, varsayım veya görüşleri açıklama … Çağatay Osmanlı Sözlük